BASINA VE KAMUOYUNA
Hafta sonu Baro Başkanlarımızın yürüyüşleriyle başlayan mücadelemiz herkesin bilgisindedir. Baroları ve Avukatları bu sürece götüren talihsizlik ise meslek örgütümüzden habersiz bir şekilde yapılacağından bahsedilen yasal değişikliklerdir.
Baro Başkanımız şu anda Ankara’dadır.
Her ilde birden fazla baro kurulmasına yönelik düzenleme yapılması ihtimali, hukuk ve savunma mesleği açısından en korkutucu günleri beraberinde getirecektir. Meslek örgütünün bölündüğü bir durumda; siyasi, coğrafik, düşünsel ve sair diğer farklılıkların yaratacağı bölünmüşlük sayesinde, oluşturulan farklı yapılardaki barolar, birbirleri ile güç savaşına girmeleri tehlikesi yüzünden, aslolan adaleti uygulama görevini ifa edemeyecek hale getirilecektir. Ulusal düzeyde birlik olgusu tamamen parçalanacak, hukukta farklı polemiklere, şüphelere yer açılacaktır.
Avukatlık Kanunu'nun 1. maddesinde yer alan “yargının kurucu unsuru olan avukat, bağımsız savunmayı temsil eder” düzenlemesi en basit ve en derin cümledir. Barolar, İnsan hakları konusunda her zaman bir güç olmuş, kadın ve çocuklarımıza her zaman kol kanat germiş, doğasına her daim sahip çıkmış ve bu yönde mücadeleler vermekten çekinmemiştir.
Avukatlık Kanunu ve dolayısıyla halkın savunma mekanizmasında yapılacak her türlü değişiklik, uygulamayı yürüten avukatlar ve baroların görüşleri alınmadan yapılamaz.
Baro başkanlarımız bu mücadele çerçevesinde günlerdir yürüdü ve Başkentimize kadar geldiler. Savunma makamını savunmak için; Avukatlar bölünmesin, susmasın diye; halk savunmasız kalmasın, kadınlar, çocuklar, engelliler, dezavantajlı insanlar ezilmesin, doğa talan edilmesin diye.
Bugün demokratik yollarla sembolik yürüyüş yapan Baro Başkanlarımıza Ankara’da polis müdahale etmiş ve 200 metrelik sembolik yürüyüşleri hukuka aykırı olarak engellenmiştir. Oysa ki; bulundukları illerden yola çıkarken güvenliklerini sağlayanlar da polisler idi. Ankara’ya gelince ne değişmişti de aynı yolda yürüdüğümüz polis tarafından sert müdahalede bulunmaktan çekinilmemiş, Başkentimize sokulmamıştır.
Yağmur altında saatlerce yürüme iradelerini gösteren başkanlarımıza ve meslektaşlarımıza, çembere alınmak suretiyle, adeta fiili gözaltı uygulanmıştır.
Ankara’ya girişi engellenen yalnızca baro başkanlarımız değildir, tüm avukatlardır, demokrasidir, hukuktur, vatandaşların temel hak ve özgürlükleridir.
Cübbesinden tutup çektiğiniz, darp ettiğiniz, attığı adıma engel olduğunuz o
Avukatlar; yarın başınıza bir şey geldiğinde, mesleğinizden edildiğinizde, haksızca sürüldüğünüzde, özlük haklarınız verilmediğinde sizin haklarınızın yolunda cübbeleriyle adım atacaklardır.
Hukuk, Adalet mücadelesi verirken itilen kakılan; Avukat değil, temsil ettiği müvekkili olan her bir vatandaş, itibari tartışılan Yargı olduğu unutulmasın! Savunma makamı göreve başlarken yemin ederek başlar ve görevi gereği susmaz; cübbesi ise onuru olup hiç düğmesi olmamıştır.
BARTIN BAROSU AVUKATLARI ADINA
BARTIN BAROSU BAŞKANI VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİ