Sayın Cumhuriyet Başsavcım ve Avukat Meslektaşlarım, Saygıdeğer Konuklar,
5 Nisan Avukatlar günü münasebetiyle düzenlemiş olduğumuz programa hoş geldiniz.
Türkiye Barolar Birliğince yakın tarihlerde alınan bir kararla bundan böyle 1-7 Nisan günleri Avukatlar Haftası olarak kutlanmaya başlanmış, tüm barolarca 5 Nisan günü de Avukatlar günü olarak 1958 yılından beri kutlana gelmiştir. Şahsım ve yönetim kurulum adına tüm meslektaşlarımızın; dünyanın en saygın ve kadim mesleği olan savunmanın Avukatlar Haftasını ve Avukatlar gününü kutluyor, tüm meslektaşlarımıza sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.
Bartın Barosu üyelerimizden aramızdan ayrılıp hakkın rahmetine kavuşan tüm üyelerimizi ve değerli Baro Başkanlarımızı rahmet ve şükranla anıyoruz.
31 Mart 2015 Pazartesi günü İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde yaşanan terör olayından duyduğumuz büyük üzüntüyü; ve kınamayı basın aracılığıyla kamuoyuyla paylaşmıştık. Buradan tekrar Cumhuriyet Savcısı ;meslektaşımız olan Mehmet Selim Kiraz' a Allah'tan rahmet kederli camiamıza baş sağlığı diliyoruz.
İş bu vahim terör saldırısından başlangıç anından itibaren , konunun avukatlarla hiç bir ilgisinin olmamasına rağmen, avukatları hedef alır şekilde geliştirilmesini kabul etmek mümkün değildir. Adliyelerdeki güvenlik açığının sebebi olarak avukatlar gösterilemez; avukatlara potansiyel suçlu muamelesi yapılamaz.Adliyeler Özel Güvenlik Şirketi elemanları ile korunacak yerler değildir.Hiç kimsenin Adliye içerisinde silahla dolaşmamasının gerektiği; geçmişteki somut kötü örnekleri ile de sabittir. Yargının güvenliği Özel Güvenlik Şirketi elemanlarınca karşılanması en büyük güvenlik sorunudur. Yargıya Bağlı Adli Kolluk birimi derhal oluşturulmalıdır
Usulüne uygun X-Ray cihaz taramasına avukatların herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. Yaşanan olaydan sonra tüm avukatlara yönelik aşağılayıcı hakaretamiz cümlelerin kullanılarak direk terör şüphelisi algısı yerleştirilmeye çalışılan bir operasyona dönüştürülmesini kabul etmek mümkün değildir.
Her zaman koşullar ne olursa olsun müvekkillerinin adil yargılanma hakkını savunan avukatlar Bugün savunmayı savunma durumu ile karşı karşıya getirilmeye çalışılması üzüntü ve kaygı vericidir. Avukata tanınan haklar şahsına değil bağımsız yargının oluşumuna katkı sağlayan savunmaya verilen haklardır. Savunma makamı olmadan bağımsız yargı olamaz. Savunma hakkının kısıtlandığı durumda adil yargılamadan bahsedilemez. Adliyeler avukatların mesleğini icra ettiği iş yerleridir.
Gelinen vahim tablo karşısında İstanbul Baro Başkan ve avukatlarına yapılan saldırıyı, avukatlar aleyhine yayın yapan Star Gazetesini, Erkan Tan ile kanalını şiddetle kınıyoruz. Yasal sürecin takipçisi olacağımızı bildiriyoruz.
Hem genel, hem de yerel olarak Avukatlık mesleğinin icrası konusunda sorunlarımız vardır. Ancak buradan ifade etmeliyim ki Cumhuriyet Başsavcımız, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanımız hem de diğer tüm kişi ve kurumlarla medeni ilişkiler ve diyaloglarımız sayesinde sorunlarımızı aşmaya çalışıyoruz.
İl bazında en büyük sorunumuz Yeni Bir Adliye Sarayına ihtiyacımızın bulunmasıdır. Mevcut Adliye binası ne adliye çalışanlarına ne hakim ve savcılara ne de biz avukatlara sayısal çoğunluğumuz nedeniyle yeterli gelmemektedir. Herkes özveri ile çalışmaktadır. Yıllardır beklenen ancak bir türlü gerçekleşmeyen Yeni Adalet Sarayı nın Bartın halkına kazandırılmasını arzu ve temenni ediyoruz.Ayrıca buradan belirtmek isterim ki Barolar Birliği nezdindeki girişimlerimiz doğrultusunda Bartın Barosu Sosyal Tesisini Mayıs ayından sonraki dönemde inşallah sizlerle birlikte hizmete çok kısa bir süre içerisinde açacağız.
Genel anlamda mesleğinin icrası konusunda sorunlarımızdan çok fazla vaktinizi almaksızın kısaca önemli noktaları belirtmek gerekirse ise savunmanın hakkı söz konusu olduğunda serbest bir meslek anlayışı ile karşılaşması ancak sorumluluğu durumunda kamu görevlisi olduğu şeklindeki yanlış bakış açısı uygulamada bir çok sorunları gündeme getirmektedir.
Örnek vermek gerekirse Vatandaşın avukattan aldığı hukuki yardım karşılılığının lüks ihtiyaçmışçasına değerlendirilip Avukatlık hizmetlerinde ki KDV nin %18 oranın aşağı seviyelere çekilmemesi ; Mantar gibi çoğalan Hukuk Fakültelerinin akademik açıdan yeterli olmayanlarının öğretim hayatına halen devam etmeleri, her hukuk mezununun süre doldurmaya esas stajından sonra hiçbir sınava tabi olmaksızın avukat olması ve sayının yığılma halinde olduğunu bilmesi ve öngörmesi gerekenlerin iyi avukatla kötü avukatı piyasa ayıklar şeklindeki hatalı planlamaların avukatlık mesleğinde dejenerasyona yol açabileceğinin düşünülmemesi, ülkede avukat enflasyonu sonucu işçi işveren avukat ayrımının kanunen olmasa da fiilen üzülerek belirtmek gererkir ki oluşması; bir avukat yanında ücret karşılığında çalışan avukat ne yazık ki asgari ücret seviyelerinde ücretle çalışmak zorunda kalması; Televizyonlarda yayınlanan yerli dizi seneryoların da avukat değersiz, itibarsız gösterilmeye çalışılması artık bizler için büyük sorunlar teşkil etmektedir. Misal bildiğiniz repliklerden belirtmek gerekirse kötü karakter oyuncusunun ‘biz burada neden bekliyoruz AVUKAT işim gücüm var benim’ der demez sözde avukat rolündeki oyununun emir eri gibi yetişmesi avukatlık mesleği ile ilgisi bulunmayan davranışları; söz konusu doktor olunca ise "kızım yaşayacak mı doktor bey" şeklinde söyleme doktor Allah tan ümit kesilmez replikleri defalarca işlenerek halkın bilincinde yanlış algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca CMK uyarınca görevlendirilen müdafilerin ücretinin Avukatlık asgari ücret tarifesinin çok altında bir rakamdan oluşması; Tüm baroların ortak talebi olan avukatlara yeşil pasaport talebinin karşılanmamış olması güncel bazı sorunlarımızdandır.
Adaletin olmadığı düzende; bir ülkede avukatlara da gerek yoktur. Avukatın olmadığı yerde de adalet yoktur. Bir yanı dinlemeden karar veren, doğru karar vermiş olsa bile adaletsizlik etmiş sayılır.
Sözlerime son verirken beni dinleme nezaketi gösteren herkese teşekkürü bir borç bilirim.Saygılarımla….