37. Baro Başkanları Toplantısı, 12 Ocak 2019 tarihinde, Türkiye Barolar Birliği’nin ev sahipliğinde, TBB seçilmiş kurullarının ve 74 baro başkanının katılımıyla gerçekleştirildi.
Toplantıda; vekaletname ibraz etmemiş avukatların ceza soruşturma dosyalarını inceleyebilmesi; hukuk fakültesi mezunlarına yönelik olarak planlanan devlet yeterlilik sınavı, UYAP sorgularındaki ücretlendirme, yaklaşan arabuluculuk sınavına ilişkin gelişmeler ve arabuluculukta taraf vekilliği başta olmak üzere avukatlık mesleğini ve avukatları doğrudan ilgilendiren konular ele alınarak tartışıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan toplantının açış konuşmasını yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, ilk olarak yeni seçilen 29 baro başkanını tanıtarak kendilerini kutladı.
SINAVSIZ ÇÖZÜM OLMAZ
Baro başkanlarını, hukuk fakültesi mezunlarının mesleğe atılmadan önce gireceği devlet yeterlik sınavına ilişkin gelişmeler konusunda bilgilendiren Feyzioğlu, Adalet Bakanı ve YÖK Başkanıyla yaptıkları görüşmelerin belli bir noktaya geldiğini söyledi. “Bu sınav avukatlık sınavı değildir, bu sınav hukuk fakültesi bitirme sınavı değildir” vurgusunda bulunan Feyzioğlu, hukuk fakültesini bitirip sınava girmeyenlerin; polisliğe, kaymakamlığa, devletin çeşitli kademelerine ayrıca icra, tapu müdürlüklerine başvurmasının planlandığını kaydederek, bunun adli kolluğun gelişiminde de ciddi bir adım olabileceğini ifade etti.
Sınavın ÖSYM tarafından yapılacağını ve hazırlıklar için bir danışma heyeti oluşturulacağını söyleyen Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliği’nin bu danışma heyetinin daimi üyesi olması gerektiğini ve olacağını belirtti. “Sınavla çözüm olmaz diyenlere, sınavsız çözüm olmaz demek zorundayım” diyen Feyzioğlu, sınavın gelmesinin her gün yeni bir hukuk fakültesi açılmasını önleyeceğini, mevcut fakülteleri eğitim ve öğretim kadrosunu artırmaya zorlayacağını ve stajyer sayısını ciddi oranda düşüreceğini söyledi.
AVUKATIN DOSYA İNCELEYEMEMESİ SORUNU ÇÖZÜM AŞAMASINDA
Feyzioğlu, vekaletname ibraz etmemiş avukatların ceza soruşturma dosyalarını inceleyememesi sorununun önemine dikkat çektiği konuşmasında, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 37. maddesine göre bir avukatın kendisine teklif edilen işi ret ya da kabul etme “hakkı” olduğu gibi, 38. maddede sayılan hallerde de işi reddetme “zorunluluğu” olduğunu hatırlatarak avukatın her iki halde de davayı almadan önce dosyayı incelemesi gerektiğini söyledi.
Türkiye Barolar Birliği olarak söz konusu yasal dayanakları sunmak ve soruna çözüm bulmak amacıyla Adalet Bakanı ile görüştüklerini, akabinde Ceza İşleri Genel Müdürü ve Yardımcıları ile de bir çalışma toplantısı yaptıklarını kaydeden Feyzioğlu, çalışmalarda belli bir noktaya geldiklerini ifade etti. Feyzioğlu, dosyayı kimin gördüğünün belgelendirilmesi gerektiğini kaydederek, “dosyayı görmek isteyen avukatın talebiyle ilgili bir dilekçe sunması”nın bir çözüm olarak gündemde olduğunu açıkladı.
UYAP’TA ROBOT SORGU YÖNTEMİ KULLANMAK DİSİPLİN SUÇU
UYAP sorgulamalarındaki ücretlendirme meselesine değinen Feyzioğlu şunları söyledi:
“Mesele şu: bir dosyada 24 saat içerisinde 40 bine yakın sorgu yapılıyor. Bunu, siz yapmıyorsunuz. Ama elinde 50 bin 100 bin dosyası olup bu dosyaları, dosyaların sorguları için yasak olan robot sorgu yöntemini kullanarak sorgulayanlar yapıyor.
Bunun sonucu şu: UYAP’a bağlanmak istediğinizde UYAP sıklıkla yoğunluktan dolayı sizi almıyor. Bunu önlememiz lazım. Bunlar disiplin suçudur. Bir dosyada 40 bin sorgu yapmak başka bir meslektaşın o sisteme bağlanmasını saygısızca önlemektir. Biz kendi aramızda kurallara uymalıyız ki en azından topluma giderek hakim olmaya çalışan hoşgörüsüzlük, haksızlık azalsın. Önleyebilirsek sorgulama tamamen parasız olacak.”
ARABULUCULUKTA TARAF VEKİLLİĞİ MASAYA YATIRILACAK
Arabuluculukta taraf vekilliği konusunda da açıklamalarda bulunan Feyzioğlu, “Giderek avukatsız bir arabuluculuk yaklaşırken, bir avukatı taraf vekili olarak işin içine sokmak için tüm Türkiye’de agresif bir çalışma yapmaya başladık” dedi. Feyzioğlu şunları söyledi:
“Bu çerçevede Adalet Bakanı ile yaptığımız görüşmede; iş uyuşmazlıklarında arabuluculuğun aslında çok büyük bir toplumsal huzursuzluğu oluşturduğu görüşünü aktardık. Bakanlıkla derin bir müzakere konusu olacaktır. Bu, 400 bin meslektaşımıza arabuluculukta iş demektir. Yoksa bugün arabuluculuk ibra belgesi imzalatmaya dönüşmüştür. At imzanı al paranı, aldığın para emeğinin onda biri. Sayın Bakana ayrıntılı anlatılmıştır, çözümün de ne olduğu bellidir. Önümüzdeki ay bu konu masaya yatırılacaktır.”
ARABULUCULUKTA SAYIYI SINIRLAMAK AYRICALIKLI KİTLE YARATIR
Şu anda sicile kayıtlı 9 bin 491 arabulucu bulunduğunu söyleyen Feyzioğlu, “Çok iyi biliyorum ki; 10 binde tutalım düşüncesi vardı. Kendilerine ‘10 binde tutarsak bu, 10 bin kişilik bir ayrıcalıklı kitle yaratır. Kalan 110 bin benim elimden ekmeğim alındı diye kıyameti koparır. Arabuluculuğa da zarar verir, topluma da zarar verir’ dedim. Duyduğum kadarıyla 500 ila 3000 kişiye daha yer verilmesi eğilimi ciddi güç kazanmış” şeklinde konuştu.
AVUKATSIZ ARABULUCULUK OLMAZ
Feyzioğlu, arabuluculukta sayının artması gerektiğini kaydederek, şunları söyledi:
“Barolarımız ve TBB avukatların temsilcisidir. Avukatların menfaatlerini korur. Başka faaliyet yaparken aynı zamanda avukat sıfatını da taşıyanların menfaatlerini koruma görevi öncelikli tanımımızda yoktur. 1136 sayılı kanun avukatın menfaatinin korunmasından söz ediyor. Arabulucuların menfaatinin korunmasıyla barolarımızın görevli olmaması, avukatların menfaatini korurken baroların arabulucuların menfaatine zarar vermesi anlamına gelmiyor. Şunu söylüyorum: arabulucu dernekleri ‘avukatsız arabuluculuk olmaz’ diye kampanyalarını başlatsınlar. ‘İş davalarında avukat istiyoruz’ diye güçlerini birleştirip arkamıza versinler, biz de arabuluculuğun, taraf vekillerinin katılımıyla gerçekleşirse topluma faydalı olacağını söyleyelim. Orta yol budur. Bunun karşılığı da 400 bin meslektaşımıza iş demektir. Sizden rica ediyorum. Şehirlerinizdeki arabuluculuk dernekleriyle görüştüğünüzde bunları anlatın. İşçi 50 bin liralık alacağı karşısında 10 bin lira aldığını gördüğünde bunu bir şekilde yargıya taşıyacak ve sistem patlayacak.”
35/A UZLAŞMASINI UYGULAMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılan Avukatlık Kanunu 35/A Yönergesinin iptal edildiğini, bunun anlaşılır olmadığını kaydeden Feyzioğlu, “Biz kanunu, kanuna aykırı olmamak kaydıyla uygulamaya devam edebilir miyiz? Edebiliriz. 35/A’yı anlatmaya, uygulamaya devam edeceğiz ve yönergenin de daha sonra tekrar çıkarılmasını biz sağlayacağız” dedi.
VEKALET PULUNA GÖZ DİKEN, AVUKATLARIN HAYATINA GÖZ DİKMEKTEDİR
Sosyal Yardım ve Dayanışma Fonu (SYDF) ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Feyzioğlu, şunları söyledi:
“Ombudsmana bir avukatımız ‘vekalet pulunu kaldırın’ diye bir dilekçe yazmış. Yazdığımız cevapta şu var: Yaklaşık olarak 10 yıl içerisinde 100 bine yakın meslektaşımız bir imzayla yatarak tedavi hizmeti almışlardır. Bu, dünyada bir meslek örgütünün sunduğu emsalsiz bir sosyal yardım hizmetidir. Eskiden sembolik verilen bir hizmet, şu anda 160 civarı hastanede meslektaşlarımızın emrine sunulmuştur. Bu pulun getirilmiş olması muazzam bir icattır. Ayrıca 50’nin üzerinde öksüz-yetime bakılmaktadır. Bu pula göz diken, avukatların, stajyer avukatların ve ailelerinin hayatına göz dikmektedir.”
GENÇ MESLEKTAŞLARIMIZI YETİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ
Meslek içi eğitim ve staj eğitimi çalışmalarının verimli bir şekilde devam ettiğini kaydeden Feyzioğlu, “Ayrıca, klasik eğitim konularının dışında, bizlerin ilgilenmemesi sebebiyle bir avuç firmanın elinde bırakılmış alanları meslektaşlarımızın büyük kitlesine açma amacımız vardır. Tahkimde taraf vekilliğinden tutun da Sermaye Piyasası Kurulu önünde, Rekabet Kurulu önünde avukatlık korkulacak alanlar olmaktan çıkacak. Genç avukatlar icra dosyalarına mahkum edilmekten kurtulacak. Genç meslektaşlarımızı 3-5 sene sonrasına ciddi şekilde yetiştirmek zorundayız” dedi.
Feyzioğlu, ayrıca 23-25 Nisan tarihleri arasında Avrupa Konseyi’nde tüm baro başkanlarının katılımı ile bir eğitim çalışması yapılacağını söyleyerek, “Avrupa Konseyi ve AİHM’de dersler alınacak ve mesele önümüzde canlanacak. Mutfağını öğreneceğiz. Avrupa Konseyi bizim, bütçesini biz veriyoruz” dedi.
Feyzioğlu’nun konuşmasının ardından söz alan baro başkanları gündemde yer alan konularla ilgili görüş ve önerilerini dile getirdi.